Mekan

Sıcak Bir Yuva: Darülaceze

Yazar: TR Dergisi

İkinci Abdülhamid tarafından 2 Şubat 1895’de inşa ettirilen Darülaceze, kuruluşundan bu yana 121 yıldır binlerce kişiye yuva olmuştur.

Osmanlı’nın son büyük hükümdarı Sultan Abdülhamid Han, saltanatının 14. yılındadır. İstanbul’da savaşlardan çıkmış pek çok yetim, düşkün, evsiz ve mağdur insan vardır. Ülkesinin başkentinde kendine sığınak arayan yüzlerce muhtacın olması padişahı üzmektedir. Hünkâr düşünür taşınır ve bir karar verir.

30 Mart 1890’da payitahtta yaşayan dilencilerin, düşkünlerin ve bakacak kimsesi olmayanların barınma, yeme içme ve diğer ihtiyaçlarını kalıcı şekilde çözecek bir çalışma yapılmasını emreder. Halk dilenmenin zilletinden kurtulmalı, devletin güvencesinde rahatça barınabilmelidir.

Devlet erkânı, emri alır almaz çalışmalara başlar. Konu üzerine geniş, özgün ve iyi düşünülmüş bir proje hazırlanmaktadır.

7 Nisan 1890. Fermanını bir hafta önce yayınlamış olan Sultan Abdülhamid, yeni bir emir irat eder. Buna göre kurulacak müessesenin adı “Darülaceze” olacaktır. Padişah acele etmektedir. Heyet çalışmalarını hızlandırır.

13 Nisan 1890. Darülacezenin kuruluşu, sistemi ve yönetimi üzerine çalışan Şûray-ı Devlet Tanzimat Dairesi, resmî bir tebliğ ile Darülacezenin kurulacağını ilan eder. Sultanın emri iki hafta gibi kısa bir sürede gerekli birimlerle istişare edilmiş, konu etraflıca görüşülmüş ve birtakım esaslar belirlenmiştir.

Bu tebliğe göre, çalışmaya gücü yettiği hâlde dilencilik yapanlar İstanbul’dan gönderilecektir. Sakat ve kimsesizler ise din ve millet ayrımı gözetilmeksizin Darülacezede barınacaktır.

KUCAKLAYICI BİR KURUM

Darülacezenin nereye yapılacağı ise başka bir meseledir. Binanın yerini tespit etmek için heyete patrikhaneden ve hahamhaneden de temsilciler istenir. Zira Darülaceze, kucaklayıcı bir kurum olacaktır.

24 Nisan 1890’de Sultan Abdülhamid Han, heyeti ve çalışma takvimini onaylar. Böylece Maliye Nâzırı Agop Paşa’nın önderliğinde tüccarlar, bankerler ve bazı kurum yöneticilerinden oluşan on altı kişilik bir komisyon çalışmalara başlar.

Darülaceze yardımlarla kurulacaktır. İlk yardım, emri veren ve işin ardına düşen Sultan Abdülhamid’den gelir. 7 bin lira değerinde bir eşya takımı ve 10 bin lira nakit para bağışlar padişah. Hünkârın tavrı insanlara örnek olur ve kısa süre içinde 70 bin lira toplanır.

Komisyon, 1892 yılına kadar binanın projesi, yeri, planı, işletim sistemi, teknik ve sosyal donanımı gibi konulara çalışır.

Darülaceze külliyesinin inşası için bir ihale açılır. Pek çok kişi bu işe talip olur. Fakat Tersâne-i Âmire’de kalfalık yapan Vasilaki Efendi ihaleyi kazanan isim olur.

10 Kasım 1892.  Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’nın teşrifiyle külliyenin temeli atılır. Merasimde dualar edilir ve süreç hayırla neticelensin diye 21 koç kurban edilir.

İnşaat devam ederken Darülacezenin yönetim şeması, iç tüzüğü, personel planlaması, kabul şartları, gelir kaynakları, yönetmeliği ve sistemi üzerinde çalışılır. Her detay düşünülmeli, tüm koşullar göz önünde bulundurulmalıdır. Komisyon titiz bir çalışma yürütür.

2 Şubat 1895’de Darülacezenin açılışı yapılır. Dâhiliye Nazırı olarak binanın temelini atan Halil Rifat Paşa, artık sadrazamdır. Sultanın emriyle yapılan bu önemli müesseseyi açmak sadrazama yakışır elbette. Bir idare binası, ikisi erkekler ikisi de kadınlar için düşünülmüş olan dört adet bina, 200 yataklı bir hastane, bir yetimhane, bir çamaşırhane, bir hamam; hizmet binaları, el sanatları ile ilgili atölyeler, bir fırın ve ibadethanelerden oluşan büyük bir kurumdur Darülaceze. İçinde çocukların emzirilmesi için bir bölüm, bir okul ve Darülacezeye gelir sağlamak üzere düşünülmüş imalathaneler bile vardır.

İlk etapta 150 kadın, 37 erkek çocuğu ve 28 de kız çocuğu yerleşir Darülacezeye. Çocuklar okula alınır. Bu çocukların 7 tanesi hafızlığa bile başlar.

O günlerde bünyesinde dokumacılık, kunduracılık, terzilik, marangozluk, demircilik ve fotoğrafçılık gibi pek çok atölye barındıran Darülaceze, kuruluşundan bu yana kendi kendini idame ettiren bir düzene sahiptir.

O gün bugündür kendine özgü bir düzen ve sistemle binlerce düşküne yuva olmuştur.

Darülaceze, yıllarca kimsesizlere yuva olan mukaddes bir müessesedir.

Yazar Hakkında

TR Dergisi

Yorum Ekle