Müzik

Türkiye’de Caz Müziği

Yazar: TR Dergisi

Okay Temiz, Atilla Engin, Kudsi Erguner gibi müzisyenler, Türk müziğini caz ile harmanlayarak müthiş sentezlere gitmişler ve dünya çapında başarı kazanmışlardır.

Cazın başlangıcı, Afrika’dan Amerika’ya getirilen kölelerin aracılığıyla olmuştur. Hüzün, acı, özlem, özgürlük gibi insana ait olan tüm duygular onların müzikleri üzerinden diğer insanlarla paylaşıldı ve yaşamlarının bir parçası, yakarışlarının yepyeni bir formu oldu. Ardından siyah adamın müziği bazı küçük değişikliklerle Avrupa’ya geçti ve günümüze gelinceye kadar dünyanın her yerinde sevilerek dinlenen bir yapıya dönüştü.

Blues kökleri ve New Orleans tarzı başlangıcıyla caz, Orta Afrika’dan Güney Amerika’ya, Kuzey Avrupa ülkelerinden Azerbaycan’a, farklı coğrafyalardaki ülkelerin müziklerini bir biçimde etkiledi. Önce tamamen Amerika’daki hâliyle çalınan bu müzik, daha sonra başka ülkelerin caz formundaki bestelerin oluşmasını sağlayarak serüvenini sürdürdü. Caz müziği özellikle 1950-1970 yılları arasında altın devrini yaşadı ve caz dünyanın her yerinde plaklar, konserler, festivaller ve özellikle de önce radyo, daha sonra da televizyonlar aracılığıyla dinleyicilere ulaştı.

Ama her şeyden önemlisi, diğer müzik türlerini tümünde olduğu gibi caz müziği de insanların ruhlarını arıtmayı ve dinleyenlere mutluluk vermeyi amaçlamıştır. Notalı müziğin ve “standart” olarak bilinen tanınmış bestelerin dışında doğaçlama, cazın özündeki en heyecan verici özelliktir. Dünyanın sevilen müzikleri arasında rahatlıkla ilk sırada geldiğini söyleyebileceğimiz cazın Türkiye’deki macerasını 1930’lara kadar dayandırabiliriz. Dans orkestraları ve küçük müzik gruplarının öncülüğü ile başlayan caz, ilerleyen yıllarda mekânların müziği olarak tercih edilmiştir. 70’lere gelindiğinde ise Türkiye’de caz en sevilen müzik türlerinden biri olarak dolaşımını sürdürmekteydi.

İlk caz plağımız 1978 yılında, biri hariç tümü Tuna Ötenel’in bestelerinden oluşan Jazz Semai albümüdür. Davulda, cazın ülkemizde tanıtılıp sevilmesi konusunda büyük çabası olan Erol Pekcan, basta Kudret Öztoprak, piyano ve saksafonda ise ülkemizin efsanevi müzisyeni Tuna Ötenel’in yer aldığı bu albüm büyük ilgi çekmiş ve yıllar içinde koleksiyoncuların gözdesi olmuştur. Ve aradan tam 38 yıl geçtikten sonra bu plak, ülkemizin önemli müzik şirketlerinden “Rainbow 45 Records” tarafından özenli bir biçimde basılmıştır.

Daha gerilere gidersek Sevinç Tevs ve Ayten Alpman gibi sanatçılar, caz müziğine sesleriyle farklı bir enerji kattılar. Şu an bir kısmı hayatta olmayan birçok müzisyen cazın gelişiminde önemli katkılarda bulundular. Bugünkü güçlü vokal geleneğimizde ve genç solistlerin çıkmasında bu isimlerin önemli bir yeri vardır. Özdemir Erdoğan’ın Özgün Jazz Denemeleri yayınlandığı tarihte büyük ilgi görmüştür.

Türkiye’nin Akbank Caz Festivali ile birlikte en önemli caz etkinliği olan İstanbul Caz Festivali’nin bu seneki yaşam boyu başarı ödülleri iki sanatçıya verildi. Bunlardan ilki Fatih Erkoç olurken ikinci sanatçı da TRT İstanbul Radyosu Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nın şefi ve aranjörü Kamil Özler idi. 1982’de kurulan TRT İstanbul Radyosu Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nın şefi Süheyl Denizci idi. Sonra bu görevi Neşet Ruacan devraldı ve şu an ise Kamil Özler orkestranın şefliğini üstleniyor.

Bu yıl İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 24. kez düzenlenen İstanbul Caz Festivali, yalnızca dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sanatçı ve gruplara değil, ülkemiz müzisyenlerinin başarılı performanslarına da ev sahipliği yaptı. Özellikle son 10 yılda, müzisyenlerimizin başarıları ve yurt dışından gelen müzisyenlerle birlikte gerçekleştirdikleri konserler büyük beğeni kazandı. Bu yıl orkestra, Christian McBride ve Joshua Redman birlikte inanılmaz bir konsere imza attı. Paco de Lucia’nın anısına yapılan konserde de Levent Yüksel, Cenk Erdoğan, Taksim Trio da konuk olarak yer aldılar.

Diğer yandan, ülkemiz caz müzisyenlerinin yurt dışında gerçekleştirdikleri konserlerde de başarılı performanslar sergiliyorlar. Türk müziği makamsal özellikleri nedeniyle, her ne kadar caz armonileri ile birleşmede teknik zorluklar içerse de makam müziğimizin değerleri, usta besteci ve müzisyenlerimizin çarpıcı yorumlarıyla farklı boyutlara gelebiliyor.

Dünyada da etnik müziğin cazla birleşiminden doğan etnik caz, Doğu ile Batı’nın ortak denge ve değerleriyle yayılımını sürdürüyor. Kanundan kemençeye, bağlamadan uda kadar birçok enstrüman caz müziğinin içinde diğer enstrümanlarla birlikte kullanılıyor. Okay Temiz, Atilla Engin, Kudsi Erguner gibi müzisyenlerimiz Türk müziğini caz ile harmanlayarak müthiş sentezlere gitmişler ve dünya çapında başarı kazanmışlardır. Bilal Karaman’ın Patika’sından Baki Duyarlar-Derya Türkan’ın Kemenjazz’ına kadar birçok proje caz severler tarafından ilgiyle izleniyor.

A.K. Müzik, Ada Müzik, Kabak&Lin, Equinox, Baykuş Müzik, Kalan Müzik gibi firmalar da caz müziğini yayınladıkları albümlerle destekliyorlar.  Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de cazın rotası nasıl olacak? Merakla bekliyoruz.

Yazar Hakkında

TR Dergisi

Yorum Ekle