Türkiye'den

Bir Sosyal Sorumluluk Projesi: Hastane Oteli

Yazar: TR Dergisi

İnönü Üniversitesi sağlık, çevre, engelliler ve üstün yetenekliler ile ilgili birçok sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi.

Günümüz dünyasında büyük çaplı değişim ve dönüşümlerin, insanlık tarihinde görülmemiş bir hızla gerçekleştiğine hep birlikte tanıklık ediyoruz. Dünyadaki değişim ve dönüşümlere paralel olarak üniversitelerin de günün koşullarına göre değişmek ve dönüşmek zorunda olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Yirmi yıl öncesine göre üniversite anlayışı ve algısının hızlı bir değişim geçirdiğine şahit oluyoruz. Uluslararasılaşan üniversiteden (birçok kampüsü olan uluslararası üniversiteler), bilgi ekonomisini, endüstri iş birliklerini öne çıkartan üçüncü kuşak üniversitelerden söz ediyoruz. Teknoparkları olan, kendi ekonomik kaynaklarını oluşturmaya çalışan ticari şirketlere sahip üniversiteler gün geçtikçe çoğalıyor. Bilimsel sorumluluğun yanında ticari ve sosyal sorumluluk taşıyan üniversiteler ortaya çıkıyor. Asli görevi bilim üretmek ve toplumların ihtiyacı olan meslek alanlarında donanımlı insanlar yetiştirmek olan çoğu üniversiteler, gelişmekte olan ülkelerde henüz yukarıda ifade etmeye çalıştığım gelişmelere ayak uydurmada zorlanıyorlar. Gelişmekte olan ülkelerde son zamanlarda üniversiteler, bir taraftan gelişmiş ülke üniversitelerinin yaptıkları işlere özenerek bir şeyler yapmaya uğraşırken diğer taraftan da asli üniversite işlevlerine ilave olarak içinde bulundukları toplumun ihtiyaçlarını gözeterek başka sorumluluklarının da olduğunu fark ettiler. Buna üniversitelerin sosyal sorumlulukları ya da kurumsal sosyal sorumlulukları denilmeye başlandı. Yani üniversitelerin içinde yaşadıkları topluma ve çevreye karşı sosyal sorumluluklarının da bilincinde olmaları bu anlamda görevler üstlenmeleri gerekiyor. Üniversitelerin bu sosyal sorumluluğunun özelliklede gelişmekte olan ülkeler için (özellikle de nüfusunun çoğunluğu Müslüman olanlar) çok önemli olduğu düşünülmektedir. Toplumlarımızın demokrasi, adalet, insan hakları ve özgürlükler, bilim toplumu olma ve sosyal dayanışmanın yaygınlaşması bağlamında, diğer kurumların sorumluluk bilincinin gelişmesinde üniversitelerin rol modelliğinin önemli olduğunu belirtmem gerekiyor. Sosyal sorumluluk, aslında büyük öğretilerde, İslam dini başta olmak üzere daima önemsenen ve önemine sürekli vurgu yapılan bir kavramdır. Üniversitelerimiz, bundan böyle kendi misyon ve vizyonlarını belirlerken veya stratejik planlarını yaparken mutlaka sosyal sorumluluklarını da dikkate almalıdır. Üniversiteler, bir yandan eğitim-öğretim faaliyetleriyle sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş yeni nesiller yetiştirmeli ayrıca, bulundukları bölgenin ya da coğrafyanın özel koşullarını dikkate alarak sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeli ve hayata geçirmelidir. Böylece bulundukları ülkelerin kalkınmasına da katkıda bulunabilirler. Bu bağlamda 2008-2016 yılları arasında, yöneticisi olduğum İnönü Üniversitesi yukarıda anlatmaya çalıştığım çerçevede sağlık, çevre, engelliler ve üstün yetenekliler ile ilgili birçok sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Bu projelerin hayata geçirilmesinde önemli bir husus ise üniversitenin içinde yaşadığı toplumla barışık olmasıdır. Ayrıca üniversitelerin diğer devlet kurumlarıyla, sivil toplum örgütleriyle ve iş dünyasıyla kurduğu samimi diyalogları da unutmamak lazım. 2008-2016 yılları arasında İnönü Üniversitesinin hayata geçirdiği projelerin başında Hasta Yakınları Oteli, Üniversite Yemek Evi, Hayır Mağazası, Engelli Çocuklar Merkezi, Üstün Yetenekli Çocuklar Merkezi (Çocuk Üniversitesi), Atçılık Uygulama Merkezi, Keklik Üretme İstasyonu, Hobi Bahçeleri ve diğer projeler gelmektedir. Burada sadece bu projelerden birisinden yani Hastane Otelinden söz edeceğim.

HASTANE OTELİ

İnönü Üniversitesi 500 bin nüfusa sahip olan ve kayısılarıyla ünlü şehrimiz olan Malatya’da yer almaktadır. Ankara’nın doğusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaptığı en pahalı ve modern sağlık kuruluşu olan “Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) ” İnönü Üniversitenin Tıp Fakültesinin araştırma ve uygulama hastanesidir. Özellikle karaciğer naklinde, dünyada saygınlığı olan Karaciğer Nakil Hastanesi de bu merkezin bir uydu hastanesidir. Üniversitenin bulunduğu şehir ve çevre illerden bu hastaneye gelenlerin çoğunluğunun gelir düzeyinin düşük olduğu göz önünde tutularak ilk iş olarak hasta ve hasta yakınlarının konaklayacağı hastanenin yanında bir ”Hasta Yakınları Oteli” yapılması gerçekleştirildi. Üçüncü basamak bölge hastanesi konumunda olan Turgut Özal Tıp Merkezine hasta yakınları geldiğinde konaklayacakları bir yer yoktu. Bu nedenle de hasta yakınları yollarda, araçlarının içerisinde kalmaya çalışıyorlardı. Bu durum insanımıza yakışmayan sağlıksız görüntülere neden oluyordu. Bu durum konu Malatya Belediyesi, Malatya İşadamları (MİAD) ile paylaşıldı ve bu Kurumlarımızın desteği alındı. Üniversitenin de iş birliği ile ihtiyaç durumunda 200 yatak kapasitesine çıkabilen üç yıldızlı bir “Hastane Oteli “ ortaya çıktı. Otel içerisinde bir hayır mağazası açıldı. Malatyalı tekstil firmaları sürekli buraya ürünlerinden bağışlayarak ihtiyaç sahibi hasta ve hasta yakınlarının giysi ihtiyacını karşılıyorlar. Otelde kalan hasta yakınlarından sosyal güvencesi olmayanlar burada ücret ödemeden kalıyor, sabah kahvaltısı ve akşam yemeklerini ücret ödemeden yiyebiliyorlar. Gelir düzeyleri daha iyi durumda olanlar ise düşük denilecek miktarlarda ücret ödüyorlar. Öğlen yemeklerini ise üniversitenin “Yemek Evinde” düşük ücretle yiyorlar. Parası olmayanların yemek ve konaklama ücretleri (askıda oda) hayırseverlerin Üniversite Vakfına yaptığı bağışlardan karşılanıyor. Ramazan ayı boyunca otelde, hayırsever kuruluşlar ve insanlarımız her gün 500 kişiye iftar yemeği verme geleneğini başlattılar. Otelde son yıllarda üniversite çalışanları başta olmak üzere vatandaşlarımız kurban bağışlarını Hasta Yakınları Oteline yapmaya başladılar. Haftanın belirli günlerinde kurban etlerinden yapılan yemekler ücretsiz olarak burada kalanlara ikram ediliyor. Böyle bir hayır hizmeti bölgede yaşayan insanlarımızın ekseriyetinin büyük şehirlere hastalarını götürmelerine de gerek bırakmadı. Çoğu bölge insanı kendi aralarında konuşurken “Hastanı Turgut Özal Tıp Merkezine götür. O tedavi olurken sende üniversitenin otelinde kal.” demeye başlamışlardı. Ayrıca bu hayır hizmeti, gerek yurt içi ve gerekse yurt dışından hastaların TÖTM’e olan ilgisini artırdı. Hasta Yakınları Otelinin verdiği hizmet, hastanenin iş gücünü artırmak suretiyle ekonomik katkıya da vesile oldu.

 

Yazar Hakkında

TR Dergisi

Yorum Ekle