Efes, Hattuşa, Babil ve Ninova gibi insanlık tarihinin görkemli kentleriyle yaşıt olan Diyarbakır, tarih boyunca yaşamın kesintisiz sürdüğü bir şehir olmuş. Asırlarca Anadolu ile Orta Doğu arasında köprü işlevi gören kent, muazzam kültürel birikimini korumak için güçlü surlarla çevrelenmiş. Kuşbakışı bakıldığında bir kalkan balığını anımsatan surlar, bal rengi taşlarla örülmüş. Başka şehirlerden gelenler şehre rahatça girebilsinler diye sur duvarlarına her biri farklı yönlere bakan dört kapı açılmış. Burçların dış cephesi şehrin çevresindeki ormanlarda yaşayan aslan, kaplan, boğa, yılan, akrep, yengeç ve çeşit çeşit bitki figürleriyle süslenmiş. Sur duvarları ile Dicle Nehri arası ise bağlık, bahçelik ve bostanlık olarak düzenlenmiş. Şehrin akciğerleri olarak görülen bu yeşil alanlar, zaman içinde Hevsel Bahçeleri olarak anılmaya başlamış. Özetle, UNESCO tacının Diyarbakır’ın kültür hazinelerine çok yakıştığını söylemek gerek.
Diyarbakır Unesco ile Taçlandı
Güneydoğu Anadolu’nun kadim şehrine üst üste iki ödül verildi: Surlar ve Hevsel Bahçeleri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı.
Yorum Ekle