Edebiyat

Edebiyatın Haşarı Çocukları Müzede

Edebiyatımızın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı, Türk izleyicisinin gönlünde taht kuralı tam 40 sene oldu. Peki, bu ölümsüz sınıfın bir de müzesi olduğundan haberiniz var mı?

Hepimizin sınıfıdır o… Öğretmeniyle ve öğrencisiyle… Kara tahtası, tebeşir kokusu, haytaların gürültüsü, kâğıt hışırtısı, sıra gıcırtısı, yazılısı, sözlüsü, kopyası, karnesi, yoklaması ve bütünlemesiyle okul hayatının acı ve tatlı anıları…” Hababam Sınıfı Müzesi’nin duvarını süsleyen bu kısa yazıda Gazeteci – Yazar İlhan Selçuk en doğru şekilde betimlemiştir ölümsüz eseri: “40 yıldır yayınlandığı her seferinde zevkle izlediğimiz, içten kahkahalar attığımız, içimizi ısıtan ve hepimizden bir parça bulunduran bir filmdir Hababam Sınıfı. Haşarılıkları bir yana bu sınıf; dostlukları, altın kalpleri ve birbirinden ilginç karakterleriyle her zaman bir güldürü unsuru olmuştur.”

SİNEMADA HABABAM
Türk sinema tarihinin en çok izlenen serisi Hababam Sınıfı, okula yeni gelen müdür yardımcısı Mahmut Hoca ile okulun müzmin öğrencilerinin hikâyesinin anlatıldığı ilk filmi ile giriş yapar sinemaya. Özel Çamlıca Lisesi’nin 6 Edebiyat A sınıfı öğrencileri yani meşhur Hababam Sınıfı’nın serüvenlerini izleriz sonra sırasıyla. Öğretmen öğrenci ilişkilerinin, eğitimdeki çarpıklıkların komedi ile harmanlandığı öykü, vizyona girdiği dönemde de çok beğenilmiş gişe rekorları kırmıştır. Filmde dönemin en meşhur karakter oyuncularının yanı sıra birçok figüran da yer almıştır.

RIFAT ILGAZ’IN ESERİ
Hababam Sınıfı, yazar ve şair Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı eserinden uyarlanmıştır. Toplumcu gerçekçi edebiyatın önemli temsilcileri arasında yer alan Ilgaz, edebiyat hayatına Nazikler gazetesinde yayınlanan şiiriyle başlamıştır. 1943 yılında ilk kitabı Yarenlik yayımlanmış ve şiirleri büyük ilgi görmüştür. Muallim mektebini bitirdikten sonra altı yıl ilkokul öğretmenliği yapan Rıfat Ilgaz, 1938’de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirmiştir. Bir süre Türkçe öğretmeni olarak çalışmış, 1950’li yıllarda gazetecilik yapmaya başlamıştır. Dolmuş dergisinde “Stepne” takma adıyla yazılar yazmıştır. Eğitim sistemini eleştirmek amacıyla yazdığı Hababam Sınıfı ilk olarak bu dergide dizi olarak yayınlanmış, daha sonra 1957 yılında kitap haline getirilmiştir.

Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz addedilen eserini beyaz perdeye aktaran isim ise yönetmen Ertem Eğilmez’dir. Filmin başarısında şüphesiz en büyük unsurlardan biri de yönetmenidir. Ünlü yönetmen, filmin çekimlerine başlamadan bir hafta öncesinde tüm ekibi bir araya getirip kaynaşmalarını sağlamıştır. Beyaz perdede göreceğimiz o samimi arkadaşlıkların gerçek temeli böylece atılmıştır. İlk Hababam Sınıfı’nı 1975’de çeken Eğilmez, filmin başarısı üzerine Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Tatilde ve son olarak da Hababam Sınıfı Güle Güle isimli dört film çekmiştir. Filmin diğer başarı unsurları arasında ise hepimizin aşina olduğu o müziğini söyleyebiliriz. Yavaş çalındığında insana hüzün veren müzik, hızlı çalındığında ise coşku vermektedir. Hababam Sınıfı’nı zihnimize kazıyan müzik, Melih Kibar’ın bestesidir ve müzisyen bu eseri ile Altın Portakal En İyi Film Müziği Ödülü’nü almıştır.

MÜZEDE NELER VAR?
Filmin çekildiği Adile Sultan Kasrı Üsküdar ilçesi Validebağ Korusu’nda yer almaktadır. Hababam Sınıfı’nın ilk film serileri burada çekilmiştir. Günümüzde odalardan biri Hababam Sınıfı Müzesi olarak düzenlenmiştir. Sınıfa girdiğinizde sıraların üstünde eserin sahibi, filmin yönetmeni ve oyuncularının fotoğrafları yer alıyor. Duvarlar filmin afişleri ile süslenmiş. Bununla beraber film ve oyuncular hakkında bilgiler de duvarlara asılmış. Sınıfın girişinde serinin üçüncü filminin bir sahnesi, Mahmut Hoca ve sobada yakaladığı Güdük Necmi balmumu heykelleriyle canlandırılmış. Serinin dördüncü filminde İnek Şaban tarafından Külyutmaz Hoca’nın akıbeti sanılan insan iskeleti de yine sınıfta sergileniyor. Öğretmen masasının hemen önünde bulunan Hafize Ana Heykeli ise aslına çok benzemese de kıyafetiyle kendisini anımsatıyor. Diğer bir heykel ise Kemal Sunal’ın canlandırdığı İnek Şaban karakterine ait. Şaban’a tek benzerliği üzerindeki kazak olan heykel, sahibinin gülüşünün etkisini veremese de varlığı sizi gülümsetiyor. Balmumu heykellerin başarısızlığı, sınıfın o çok bildiğiniz havasını solumanıza engel olamıyor yine de.

Hafta içi her gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında sadece 2 TL ücret ödeyerek müzeyi gezebilir, zihninizde Hababam Sınıfı’nın o meşhur müziğiyle birlikte geçmişe bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Yazar Hakkında

Hanife Çelik

Yorum Ekle