Yunus Emre Enstitüsü

FETÖ Yabancıların Türkiye Sempatisini Kötüye Kullandı

emre.ozcan@cubemedya.com'
Yazar: TR Editör

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) Türkiye’ye olan sempatiyi kötüye kullandığını, gelen Moğol öğrencilerde de gördükleri üzere asıl sevginin FETÖ’ye değil Türkiye’ye duyulduğunu söyledi. 

Türkiye Yunus Emre Enstitüsünde, Türkçe eğitimini başarıyla tamamlayan Moğol öğrenciler için düzenlenen sertifika töreninde Anadolu Ajansı muhabirine değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Şeref Ateş, dünyanın her tarafında Türkiye’ye olan ilginin her geçen gün arttığını belirtti. Ateş, “Ne yazık ki vakti zamanında yurt dışında Türkiye’ye olan ilgiyi FETÖ bir anlamda kullandı. Türkiye ismini, Türk bayrağını kullanarak yabancı insanların Türkiye sempatisini kötüye kullandı.” dedi.

Yunus Emre Enstitüsünün yoğun faaliyetleriyle sadece Moğolistan’da değil tüm dünyada FETÖ’nün önüne geçildiğini ifade eden Ateş, sözlerine şöyle devam etti: “Burada da gördük ki gençler arasında gençlerin ilgi duyduğu, sevgi duyduğu ülke Türkiye ve Türk insanı, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) değil. Bunu her alanda her fırsatta anlatıyoruz. Böylelikle yeniden insanlar gerçeği görüyor ve Türkiye’ye olan sadakat, bağlılık ve sevgilerini devam ettiriyor. Bu anlamda Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Maarif Vakfı ile birlikte çalışıyorlar. Yurt dışında Türkiye’yi tanıtma faaliyeti, Türkiye’nin dostlarını artırma faaliyeti olanca hızıyla devam ediyor.”

Yunus Emre Enstitüsünün sadece kendi merkezlerinde değil üniversiteler bünyesinde de görevlendirdikleri hocalarla gerçek kaynaklardan Türkiye’nin tanıtımını devam ettirdiğini belirten Ateş, Moğol öğrenciler için düzenlenen programı TİKA ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiklerini söyledi.

TÜRKLER ÇOK MİSAFİRPERVER

Anadolu Ajansı muharibine değerlendirmelerde bulunan Moğol Üniversitesi Türkoloji bölümünde eğitim gören Moğol öğrenciler, Türk insanın çok cana yakın ve misafirperver olduğunu söyledi. Zambaga Erdene isimli öğrenci, Türkçenin çok güzel bir dil olduğunu, Moğolistan’daki Türk anıt ve heykellerinin Türkiye’ye olan ilgisini arttırdığını ve Türkçe öğrenmeye karar verdiğini anlattı. Erdene, Türkçe öğrenmenin çok kolay olmadığını ancak her kelimeyi öğrenirken keyif aldığını dile getirdi. İsminin Türkçede olduğu gibi Zambak olarak telaffuz edildiğini aktaran Erdene, Türklerin de Moğollar gibi çok dost canlısı olduğunu ifade etti. Ergene, Türkiye’yi çok sevdiğini, yüksek lisans eğitimi için Türkiye’ye gelmek istediğini ve sonrasında Türkiye’de kalarak Yunus Emre Enstitüsünde çalışmayı arzu ettiğini belirtti. Bolor-Erdene Amartaivan isimli öğrenci de “Türkler çok güçlü bir millet, bu nedenle Türkiye’yi daha yakından tanımak için Türkiye’ye geldim.” şeklinde konuştu. Ülkeye ikinci kez geldiğini, Türkçe öğrenmenin başta zor olduğunu ama öğrendikçe kolaylaştığını vurgulayan Amartaivan, “Türkiye’yi çok sevdim.” dedi.

EZANI DUYMAK

Anadolu Ajansı muhabirinin, “Türkiye’de size farklı gelen bir şey oldu mu?” sorusu üzerine  Amartaivan, “Ezanı duymak, Moğolistan’da böyle bir şey yok.” ifadesini kullandı. Amartaivan, Moğolca ve Türkçenin cümle yapılarının birbirine benzediğini kaydetti. Türkiye’de yüksek lisans yaptıktan sonra Yunus Emre Enstitüsü bünyesinde görev almak istediğini söyleyen Amartaivan, Türkçe öğrenmek isteyen öğrencilere Türkiye’ye gelmeleri tavsiyesinde bulundu. Uranbileg Ganbat ise 2013’ten bu yana Türkçe öğrendiğini, Türk halkının çok yardımsever olduğunu ve Türk kültürünü tanıdıkça dili daha da sevdiğini ifade etti. Türkçe öğrenmenin İngilizce öğrenmekten daha kolay olduğunu dile getiren Ganbat, Moğolca ve Türkçenin Altay dili grubuna ait olduğu için kolaylıkla Türkçe öğrendiğini söyledi. Ganbat, Moğolistan’da Türkçe diziler izlediklerini ve Türkçe şarkılar dinlediklerini belirterek, “Türkiye kültürel ve tarihsel açıdan çok ilginç bir ülke.” değerlendirmesinde bulundu. İleride uluslararası ilişkiler okumak istediğini söyleyen Ganbat, Yunus Emre Enstitüsünün dünyanın farklı yerlerinden gelen öğrencilere Türkçe öğreterek ve kültürel faaliyetlerde bulunarak önemli bir iş yaptığını kaydetti. Altanzul Pagvadozj de Türk tarihini ve kültürünü daha iyi tanımak için Türkiye’ye geldiğini, Arapça ve Farsça kökenli kelimeleri telaffuz etmekte çok zorlandığını vurguladı. Pagvadozj, Yunus Emre Enstitüsünün güzel hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Amartaivan ve birçok öğrenci, telaffuz etmekte en çok zorlandıkları kelimenin “eczane” olduğunu söyledi. Moğol öğrenciler, iki dil arasında ortak birçok kelime bulunduğunu, bunlara örnek olarak “üzüm, demir, çiçek ve aslan” kelimelerinin verilebileceğini anlattı.

Yazar Hakkında

emre.ozcan@cubemedya.com'

TR Editör

Yorum Ekle