Dosya

SULTAN ABDÜLAZİZ’İN AVRUPA SEYAHATİ

1867 yılına kadar hiçbir Osmanlı sultanı, seferler dışında ülke dışına çıkmamıştı. Sultan Abdülaziz’in o tarihte gerçekleştirdiği 47 günlük Avrupa seyahati tüm Osmanlı tarihi içinde mühim bir hadisedir.

Osmanlı padişahları sefere çıkmanın haricinde gerek Batı’daki gerekse Doğu’daki herhangi bir ülkeye seyahatte
bulunmamışlar, birkaçı haricindekiler kendi ülkelerini de gezmemişlerdir. Hatta birkaç istisna durum haricinde
hiçbir Osmanlı sultanı hacca dahi gitmemiştir. Devrin şartları göz önüne alındığında güvenlik, devletin başsız
kalmaması vs. gibi sebeplerle gerçekleşmeyen bu maddi ve uhrevi seyahatler düşünüldüğünde Sultan Abdülaziz’in
1867 yılında gerçekleştirdiği ve 47 gün süren Avrupa seyahati tüm Osmanlı tarihi içinde mühim mevzulardandır.
Ancak şöyle bir durum da söz konusu. Yazar Gündüz Vassaf’ın aktardığına göre aslında Sultan Abdülaziz de yabancı
ülke toprağına ayak basmamıştı. Şöyle: Sultanın seyahati İstanbul’daki ulema arasında ciddi tartışmalara da ebebiyet
vermişti. Zira Osmanlı’nın egemen olduğu topraklar “Darü’l-İslam”, Avrupalıların toprakları ise “Darü’l-Harp”ti.
Ve bir Osmanlı sultanı Darü’l-Harbe ancak gaza için gidebilirdi. Bu mesele saray etrafında uzun süre tartışılmış, sonunda da bir çözüm bulunmuştu. Sultanın ayakkabılarının altına özel bir bölme yaptırılmış ve burası toprakla doldurulmuştu. Böylece Sultan Abdülaziz gittiği ülkelerde yabancı toprağına ayak basmayacaktı.

Altı asırlık Osmanlı tarihi içinde böyle bir hadisesinin ancak Sultan Abdülaziz devrinde gerçekleşmiş olması akıllara ilk olarak sebeplerini getiriyor elbette. Seyahatin görünürdeki sebebi Fransa İmparatoru Üçüncü Napoleon’un
Sultan Abdülaziz’i Milletlerarası Paris Sergisine davet etmesidir. Ancak Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki topraklarında meydana gelen milliyetçi ve ayrılıkçı hareketler, Girit’teki karışıklıklar ve bunların Avrupalı devletler nezdinde kabul görülerek desteklenmesi, Rusya ile son dönemdeki ilişkiler seyahatin asıl sebebini başka yöne kaydırmış, seyahat süresi ve ülke sayısını arttırmıştır.

SEYA HAT BA ŞLIYOR
Sultan Abdülaziz, 21 Haziran günü cuma namazını Ortaköy Camii’nde kıldıktan sonra Sultaniye Yatı ile yola çıkmıştı. Sultanın yatını Pertev Piyâle Vapuru, Fransız sefire tahsis edilen vapur ve birkaç zırhlıdan oluşan küçük bir filo takip ediyordu. Ertesi gün Çanakkale Boğazı’na varan kafile, boğazın her iki tarafından atılan toplarla selamlanmıştı. 29 Haziran’da Fransa’nın Toulon Limanı’na çıkan Sultan Abdülaziz, burada büyük bir merasimle karşılandı. Bundan sonraki yolculuğuna trenle devam eden Sultan ve beraberindekiler, Marsilya üzerinden 30 Haziran’da Paris’in Lyon
Garı’na ulaştılar. Sultan, burada İmparator Üçüncü Napoleon tarafından karşılandı. Sultan Abdülaziz bundan sonra 10 gün Paris’te kaldı. Bu süre zarfında da bazı temaslarda bulunmuş, davet edildiği serginin açılışına katılarak sergiyi gezmişti. 10 Temmuz’da Paris’ten uğurlanan Sultan Abdülaziz ve maiyeti, önce kara yoluyla Boulogne’de, oradan binilen gemilerle İngiltere’nin Dover Limanı’na varmıştır. Buradan da demir yoluyla Londra’ya ulaşan Abdülaziz, Kraliçe Victoria ile görüştükten sonra ikametine ayrılan Buckingham Sarayı’na yerleşti. 11 gün boyunca Londra’da
ikamet eden Sultan Abdülaziz ikameti sürecince resmî temaslarda ve kabullerde bulundu, İngiliz donanmasının
tatbikatını izledi, tersanelerde, posta işletmesinde ve bankalarda incelemelerde bulundu. Ayrıca Sultana, Kraliçe tarafından bir nişan da takdim edilmişti.

23 Temmuz’da Londra’dan ayrılan Sultan ve beraberindekiler trenle tekrar Dover’e, buradan vapurlarla Fransa’nın Calais Limanı’na gelmiş, yine hususi bir trenle Belçika, Prusya üzerinden Viyana’ya hareket etmiştir. Brüksel İstasyonu’nda Belçika Kralı İkinci Leopold tarafından karşılanıp şerefine verilen öğle yemeğine katılan Sultan öğleden sonra yoluna devam ederek Ren üzerinden Koblenz’e ulaşmıştır. Burada Prusya Kralı Birinci Wilhelm ve kraliçe tarafından törenle karşılanan Sultan, geceyi burada geçirip ertesi gün Bavyera üzerinden yolculuğuna devam etmiştir. Kafile 28 Temmuz Pazar günü Viyana’ya ulaşmış ve Avusturya-Macaristan İmparatoru Fronçois-Joseph tarafından karşılanmıştır. Burada ikametlerine tahsis edilen Scehönbrunn Sarayı’nda kalan Sultan Abdülaziz, burada geçirdiği üç gün içinde çeşitli incelemelerde ve temaslarda bulunmuştu.

Ardından Tuna üzerinden yoluna devam eden Sultan 31 Temmuz’da Peşte’ye gelmiştir. Peşte’de Macar ileri gelenleriyle birlikte Tuna Valisi Mithat Paşa tarafından karşılanan Abdülaziz, geceyi burada geçirdikten sonra ertesi gün şerefine verilen öğle yemeğine katılıp akşama doğru yoluna devam ederek bir gün sonra Orsova üzerinden
Vidin’e ulaşmıştır. Gece burada konaklayan Sultan, ertesi gün Tuna vilayetinin merkezi Rusçuk’a gelmiş, burada Sadrazam Âlî ve Serasker Mütercim Rüştü Paşalar tarafından karşılanmıştır. 6 Ağustos Salı günü Rusçuk’tan trenle Varna’ya hareket eden Abdülaziz, Varna’da birkaç saat istirahatten sonra daha önce kendisini Fransa’ya götüren Sultaniye Yatına geçerek geri kalan yolculuğuna yine denizden devam etmiş ve 7 Ağustos Çarşamba günü İstanbul’a dönmüştür.

Karşılama Merasimi
Sultan Abdülaziz seyahat dönüşünü, Tuna üzerinden Karadeniz’e, oradan da boğaz yoluyla İstanbul’a gelecek şeklinde gerçekleştirmişti. Sultanın memlekete dönüşü halk nezdinde coşkuyla karşılanmış, üç gün-üç gece
süren şenlikler düzenlenmişti. Sultanın vapuru Boğaziçi’nde yol alırken sağlı sollu top atışlarıyla selamlanmış, sahil boyunca yerleştirilen askerlerin “padişahım çok yaşa” nidaları eşliğinde Beşiktaş Sarayı önlerine gelinmişti.

Sultan Abdülhamid de Yanındaydı
Sultan Abdülaziz’e, Avrupa seyahati boyunca 56 kişi eşlik etmişti. Bu 56 kişi arasında Başmabeynci Cemil Bey,
Başkâtip Emin Bey, İkinci İmam Akşehirli Hoca Hasan Efendi, Hariciye Nazırı Fuat Paşa, Hariciye Teşrifatçısı
Kamil Bey, Divan-ı Hümayun Tercümanı Arifi Bey, Hariciye Nezareti Hususi Kâtibi Ali Fuat Bey, İstanbul
Şehremini Ömer Faiz Bey’in yanı sıra Abdülaziz’in o sırada 10 yaşında olan oğlu Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi,
Sultan’ın veliaht yeğeni Şehzade Murat Efendi ve ileride Osmanlı tahtına geçerek uzun yıllar Osmanlı Devleti’ni
yönetecek Sultan Abdülaziz’in yeğeni Şehzade Abdülhamid Efendi de bulunuyordu.

 

Yazar Hakkında

omerbugra@cubemedya.com'

Ömer Buğra Bilgi

Yorum Ekle