İSTANBUL, dünyanın sayılı metropollerinden biri olmanın yanında kendine has tarihî birikim ve dokusuyla da modern şehirler arasında yer alıyor. Esasında İstanbul, açık hava müzesi niteliği de taşıyor, Boğaz’a nazır ihtişamlı yalıları, tarihî yarım adadaki Ayasofya, Sultanahmet Camii gibi incelikli eserler İstanbul siluetini zenginleştiriyor.
Tarihî dokusuyla birlikte yaşamasına rağmen İstanbul, tarihte yaşamıyor, aksine modern dünyaya entegre olarak gün geçtikçe gelişiyor, değişiyor. İstanbullular bu değişimi, ekonomik ve kültürel hayatta doğrudan yaşıyorlar. Aslına bakılırsa İstanbul, Türkiye’nin içyüzüdür, yani İstanbul’daki değişim ve dönüşüm Anadolu’nun bütün şehirlerine kadar yansımaktadır. Dünyadaki ilk yenilikler elbette İstanbul’dan giriyor Türkiye’ye ve Boğaz’dan yayılıyor dalga dalga. Fakat İstanbul, dolayısıyla Türkiye yenileşmeci reflekslere sahip. Öyle ki, düşünen, üreten genç bilim insanlarının dinamizmi sayesinde teknolojik değişime de ev sahipliği yapıyor.
Türkiye artık kendi millî savunma sanayisini kurmaya çalışıyor ve bu uğraşısı için modern tesisler kurarak araştırma ve geliştirmeye yatırım yapıyor. Teknoloji üreten, evrensel markalara sahip ve insancıl bir teknoloji politikaları geliştiren Türkiye, üniversiteleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, araştırma merkezleriyle artık evrensel bilim insanlarına çağrıda bulunuyor.
Türkiye’nin havacılık, uzay ve teknolojik değişim ve dönüşümü için çalışan önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, yetenekli gençlerin teknoloji üretmesine, aynı zamanda girişimcilik kültürünün gelişmesine ve bilimsel çalışmalarda yer almak isteyenlere çok ciddi destek veriyor. Vakıf iki ana alanda projeler yürütüyor. Potansiyel sahibi ortaokul, lise ve üniversite gençlerine yönelik teknik eğitimler ve atölye çalışmaları ile proje yarışmaları ve hekatonlara yönelik takımların kurulması ve desteklenmesi vakfın ana faaliyet alanını teşkil ediyor.
Türkiye’nin milli insansız hava araçlarını (İHA) geliştiren Baykar firmasının Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’ın Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı, girişimci Mehmet Fatih Kacır’ın ise Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlendiği Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın kurucu kadrosu, ağırlıklı olarak mühendislerden oluşuyor. Vakfın kurucuları arasında, Aykut Fırat ve Nizamettin Ordulu gibi dünyanın en iyi mühendislik üniversitesi kabul edilen MIT mezunu mühendislerin yanı sıra Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve 2004 yılında Uluslararası Avrupa Birliği Genç Bilim Adamları Yarışması’nda dünya ikincisi olan Mehmet Halit Calayır yer alıyor.
Baykar Makina Teknik Müdürü ve aynı zamanda Türkiye Teknoloji Vakfı yöneticisi Selçuk Bayraktar bir röportajında, “Ülkemizin havacılığa ilgi duyan ve havacılık çalışmaları yürüten milletler arasında ilk sıralarda yola çıkmış olmasına rağmen, bugün dünya devlerinden birisi olabilecekken ne yazık ki teknolojinin de ana motoru sayılabilecek havacılık ve uzay alanında hak ettiğimiz yerde olmadığını görüyoruz. Oysa tarihimize baktığımızda uzaya ilk ilgi duyan, uzayı ilk gözetleyen medeniyetlerden birisiyiz” diyor ve devam ediyor:
“Bugün dünyada teknolojinin birçok alanında düzenlenen yarışmalar bilimsel gelişmeleri hızlandıran ve o alanda en ileri teknolojik ürünleri üreten girişimleri ortaya çıkarıyor. Biz de TEKNOFEST kapsamında düzenleyeceğimiz farklı yaşlardan gençlerin katılacağı teknoloji yarışmalarının ülkemizin havacılık, uzay ve teknoloji alanlarındaki gelişimine katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Şu anda kendi sınıfında dünyanın en iyisi diyebileceğimiz taktik insansız hava araçlarını yaptık. Bundan sonra da inşallah dünyada kendi sınıfında en moderni diyebileceğimiz 4.5 ton ağırlığında, 1.5 ton yük taşıma kapasitesine sahip bir insansız hava aracını geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Kısa bir süre sonra da insansız jet çalışmamıza başlamayı düşünüyoruz”.
Selçuk Bayraktar ve Türkiye Teknoloji Vakfı’nın öncülüğünde 20-23 Eylül 2018 tarihlerinde İstanbul Havalimanı’nda düzenlenmişti. Festival hiç kuşkusuz Türkiye’nin genç yeteneklerine havacılık ve uzay çalışmalarını sergilemeleri için bir imkân sunmuş oldu.
Festivalde, sportif amatör havacılık için üretilen ve sınıfının en iyi uçaklarından biri olarak gösterilen T 19-A uçağının sergilenmesi de doğrusu kayda değerdi. Fuarda dikkatleri çeken uçağın menzili 1.500 kilometre ve hızı saatte 340 kilometreye ulaşıyor. 100 kilometrede 8.1 litre yakıt tüketiyor ve iniş için 120 metre uzunluğunda bir pist yeterli oluyor.
Bu arada ASELSAN’ın tasarım ödüllü yeni 3700 Sayısal El Telsizi de festivalde ziyaretçilerin ilgisini çekenler arasındaydı. 3700 El Telsizi’nin özellikle yoğun ses kullanımlı kamu güvenliği kullanıcıları için tasarlandığı biliniyor. Telsiz, VHF veya UHF’de çalışabiliyor, yazılım tabanlı platformuyla farklı haberleşme protokollerini destekleyebiliyor. GPS konum servisi, bluetooth, USB, renkli ekran, titreşim ve akıllı şarj birimleriyle dikkati çekiyor.
Türkiye Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali, genç bilim insanlarının havacılık sektöründeki ilk deneyimlerini yaşamasına imkân vermesi bakımından elbette önemliydi. Roket, otonom sistemler, yapay zeka, İHA dahil olmak üzere 12 farklı kategoride düzenlenen teknoloji yarışmaları ile gençlerin kendi projelerini geliştirmesi ve üretmeleri destekleniyor. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı öncülüğünde düzenlenen yarışmalara Türkiye’nin bilişim devlerinin destek olduğunu görmek şüphesiz gençlere daha ümit verici olmuştur: Bu destek verenler arasında ASELSAN, Baykar, BMC, HAVELSAN, ROKETSAN, TAİ, TÜBİTAK ve TÜRKSAT yer alıyor. Öyle ki, ASELSAN; İHA Destekli İnsansız Kara Aracı, İnsansız Sualtı Sistemleri ve Robotik Fetih 1453, Baykar; Savaşan İHA, Sürü İHA, Baykar ve TAİ Yapay Zeka, İGA; Model Uçak, İSBAK Robotaksi ve İnsanlık Yararına Teknoloji, Roketsan; Roket, TÜBİTAK İHA ve Türksat Model Uydu adlı Yarışmaların paydaşlığını üstlenmişti.
Festivalin, başka bir dikkat çekici tarafı ise, hiç kuşkusuz İstanbul Havaalanının açılışından az önce uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapmış olmasıydı. Ekim ayının son günlerinde yani 29 Ekim 2018’de açılacak olan bu dev yapımın arkasında da elbette teknolojik birikimin bulunduğu görülüyor. Hizmete girdiğinde dünyanın sayılı havaalanlarından biri olacak İstanbul Havaalanı, Türkiye’nin bilim, kültür ve ekonomi başkenti İstanbul’a ayrı bir değer katacaktır.
Yorum Ekle