Tarih

Uzak Adadaki Osmanlılar

Ünlü İngiliz futbol takımı Portsmouth’un armasındaki ay-yıldız, Osmanlı’nın istihbarat faaliyetlerinden mi, yoksa 26 Türk denizcisinin şehit olmasından mı geliyor?

Uzun yıllar Premier Lig’de başarıyla mücadele eden Portsmouth Futbol Kulübünün k.künün Osmanlı İmparatorluğu’na dayandığı biliniyor. İstihbarat çalışmalarının önem kazandığı 19. yüzyıl sonlarında İngiltere’nin Portsmouth kentinde Osmanlı Devleti tarafından kurdurulduğu iddia edilen bu futbol takımının armasında gururla taşıdığı ayyıldızın sırrı ise gizemini koruyor.

FUTBOLDA MİSİLLEME

Osmanlı Devleti’nin altı asrı aşan dünya hâkimiyeti hiç şüphesiz sadece fethettiği yerleri siyasi olarak kendine bağlaması olarak anlatılamaz. Milyonlarca insana hükmeden Osmanlı, Doğu’dan Batı’ya kendi hakkında yazılan hikâyelerle de gündem oluşturmaya devam ediyor. Son yüzyıl ile birlikte değişen ekonomik şartlar, dünya savaşına doğru giden süreçte çok önemli hale gelen istihbarat çalışmalarını arttırır. 19. yüzyıl sonlarına doğru kutuplaşmaya başlayan ülkeler arasında istihbarat faaliyetleri hız kazanır. Sınırları içerisinde bir taraftan isyanlarla diğer taraftan borçlarla uğraşan Osmanlı Devleti, özellikle İngiltere hakkında bilgi almak için çalışmalar yapar. Dönemin Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından görevlendirilen birçok ajan, bu amaçla çekilmiş fotoğraf ve bilgileri İstanbul’a gönderir ve saraya sunarlar. İstihbarat çalışmaları sadece ajanlar yoluyla olmaz. Karşılıklı tedbirlerle bu alanda da bir mücadele verilir. 19. yüzyıl sonlarına doğru İngiltere’nin İstanbul’da bir futbol takımı kurdurduğunu öğrenen sultanın derhal mukabele-i bilmisli ile adada aynı işe yönelik bir emir verdiği söylenir. Hadisenin bundan sonraki kısmı rivayetlerden oluşmaktadır. Londra merkezli bir futbol takımının çok dikkat çekeceği düşünülerek, yakınındaki liman kenti Portsmouth’ta kurulmasına karar verilir. Portsmouth, o yıllarda İngiltere’nin güneydoğusunda Londra ile bağlantılı mühim bir liman şehridir.

ŞEHİT EDEN SALGIN

Portsmouth’un bir diğer özelliği geçmişte yaşanan elim bir hadisedir. Osmanlı, dünyanın en güçlü deniz gücüne sahip ülkelerden biri olan İngiltere’ye seyir ve topçuluk eğitimi amacıyla denizciler gönderir. Mir’at-ı Zafer ve Çerâğ-ı Bahrî fır- kateynleri Portsmouth limanına demirler. Lacivert ceket, mavi pantolon, kemer ve kılıçlı üniformalarıyla Osmanlı leventleri şehirde büyük ilgi görür. Eski Osmanlı leventlerinin hikâyelerini bilenler, görmeyi umdukları ihtişamlı ve eksantrik kıyafet yerine kendilerininkine benzeyen üniformalarla karşılaşınca biraz sukut-ı hayale uğrarlar. O esnada Portsmouth’ta kolera salgını çıkar. Kanalizasyon sistemlerinin olmadığı ortamlarda yaşayan tersane işçileri arasında hastalık çığ gibi büyür. Gemi mürettebatından bazısı hastalık kapar ve bunlardan 26’sı hayatını kaybeder. Bunlar Portsmouth’un hemen karşısına düşen Gosport şehrindeki askeri bir mezarlığa gömülürler. Şehit Türk denizcilerinin kabirleri, 1902 tarihinde Zymotic Hastanesi inşaatı sebebiyle Alver Gölü kıyısındaki Clayhall Bahriye Mezarlığı’na nakledilir. Şehitlik, nihayet 1985 yılında Türkiye tarafından restore edilir. Yaşananlar hem İngiliz hem de Türk kaynaklarında yankı bulur. Mir’at-ı Zafer’in Kumandanı Mustafa Bey, 16 sayfalık raporunda bunları anlatmaktadır. Bu trajik olay, aradan geçen yüzlerce yıla rağmen, Osmanlı’nın izlerini bıraktığı coğrafyalarda devam eden etkisini göstermektedir.

LONDRA’DAKİ OSMANLI MEZARLARI

İngiltere’deki bir diğer şehitlik ise Portsmouth kentinde yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaretiyle gündeme gelen şehitlik, İngiltere’ye eğitime giden ve orada hayatını kaybeden Osmanlı subaylarından oluşuyor. 1830 tarihinde devlet bursu ile gönderilmeye başlayan öğrencilerin Avrupa’daki ilk adresleri Paris olmuştur. Londra’ya tahsil amacıyla ilk öğrenci grubu gittiğinde, tarih 1835’i gösterir. Bu grupta toplam 16 genç subay vardır. Bunlar topçu, mühendis, piyade ve bahriyeli subaylardan oluşur. Woolwich Kraliyet Harp Akademisine kayıt olan öğrenciler, topçuluk ve topçu mühendisliği alanlarında eğitim görür. Ancak bu öğrencilerin hepsi maalesef vatan toprağına geri dönemez. Mühendishane-i Berri Hümayun öğrencilerinden biri olarak İngiltere’ye giden Arif Bey’in 1836 yılı başlarında ağır bir hastalığa yakalandığı haberi gelir. Bunun üzerine kendisinin 16 Nisan 1836’da Dersaadet’e geri getirilmesine ve yerine başka bir öğrencinin gönderilmesine karar verilmiştir. Fakat genç subayın ömrü memleketine geri dönmeye yetmez. 10 Ağustos 1836 tarihinde henüz 20 yaşındayken vefat eden Arif Bey, Portsmouth Woolwich’e defnedilerek Osmanlı Şehitliği’nin ilk sakini olur. Sonraki dönemde denizcilik ya da havacılık eğitimine giden grupların içinde dönemeyenler olur ve onlar da bu şehitlikte son yolculuklarına çıkarlar. Özetle Osmanlı şehit leventleri bu uzak adanın bağrında hâlâ Osmanlı adına nöbette olduklarını bizlere unutturmuyor.

Yazar Hakkında

Mustafa Özkan

Yorum Ekle